Türk Kahvesinin Tarihi:
Türk Kahvesi, sadece Türkler tarafından hazırlanan, kendine has pişirme ve sunma şekli olan kahve türüdür. Türk kahvesi denince akla ilk gelen şeyler köpük, telve, cezve ve fincandır. Kahve, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1543 yılında Habeşistan’dan İstanbul’a gelmiş ve zamanla Osmanlıdan Avrupa’ya geçmiştir. Avrupa’da kahve uzun bir müddet Türk Kahvesi olarak sunulmuştur. Türk kültürüne has güğüm ve cezvelerde pişirildiği için Türk kahvesi olarak anılmaya başlanmıştır. O devirde açılan kahvehaneler sayesinde Türk halkı kahve ile tanışmıştır. Kahvehaneler; sohbet edilen, oyun oynanan sosyal yerlerdir ve Türk kültüründe önemli bir yer almaktadırlar.
Günümüzde de Türk kahvesi dünyaca ünlüdür. Eskiden kömür ateşinde yavaş yavaş kavrulan kahve çekirdeklerinin dibeklerde öğütülerek ince bir hal almasıyla elde edilirdi, Türk kahvesi. Bu kahve dibek kahvesi olarak da anılmaktadır. Günümüzde bu işlemi gerçekleştirmek için çoğunlukla kavurucu ve öğütücü makineler kullanılmaktadır.
Türk Kahvesinin Hazırlanışı:
İyi bir Türk kahvesi yapabilmek için her şeyden önce kaliteli bir kahve kullanılmalıdır. Her şeyin içine yabancı maddelerin karışmış olduğu günümüzde bu konuya özellikle dikkat edilmelidir. Yani aldığınız kahve, gerçekten kahve olmalıdır; içerisine ticari kurnazlıklar sonucu nohut, fındık, fıstık vs karışmamış olmalıdır. Bu konuda, kapalı paketlerde satılan ve bu işi uzun yıllardır bir gelenekolarak devam ettiren Kurukahveci Mehmet Efendiye güvenebilirsiniz. İkinci nokta çay demleme hususunda değindiğimiz, sudur. Türk kahvesi hazırlamak için kullanılan su, kaynak suyu ve kesinlikle soğuk olmalıdır. Su ısıtıcılarda kaynatılmış suyun içerisine kahve karıştırılıp, ocakta yalandan köpürtülmüş kahve, Türk kahvesi değildir!
Türk kahvesi isteğe göre sade, az şekerli, orta şekerli ve çok şekerli olarak tüketilebilir. Fincanla servis edilen kahvenin suyu ölçülerek cezveye konur. Örneğin, bir kişiye orta şekerli kahve yapmak için, bir fincan soğuk su, iki doluca çay kaşığı kahve ve iki çay kaşığı şeker cezveye konur. Cezve kısık ateşteki ocağa alınır ve suyun üstündeki kahvenin tamamen çökmesi beklenir.Bu çok kısa bir sürede olur ve hemen bu karışım karıştırılır. İyice karıştırılan kahve kısık ateşte ağır ağır pişirilir. Kısa bir sürede kahvenin üzerinde köpük oluşmaya başlar. Bu köpük ve kahvenin bir kısmı soğuk olmayan fincana boşaltılır. Daha sonra cezvedeki kahve tekrar köpürene kadar ocakta tutulur ve sonra kalan kısım da fincana boşaltılır. Bu makul bir tarif olmakla beraber “her baba yiğidin bir yoğurt yemesi vardır” sözünü de unutmamak gerekir. Biz burada kahvenin cezveyle pişirilmesine değindik ki kanımızca esas budur, isteyenler Türk Kahvesi Makinesi ile de bu işi şip-şak halledebilirler.
Anlaşılacağı üzere köpüksüz Türk kahvesi olmaz. Köpük sayesinde kahvenin tadı uzun süre damakta kalır ve köpük kahvenin geç soğumasını da sağlar. Türk kahvesi yoğun kıvamda olmasından dolayı ağızda uzun süreli bir tat bırakır .Çok güzel bir kokusu vardır ve bununla diğer kahve çeşitlerinden ayrılır. Türk kahvesi, küçük ince kenarlı fincanda servis edilir ve sıcaklığını kahve içilene kadar muhafaza eder. Kahve içilmeden önce çok kısa bir süre beklenir ki, fincanın dibinde “telve” tabir edilen kalınca bir kahve tabakası oluşsun. Böylece kalın kahve parçacıkları fincanın dibine çöker ve kahve kendiliğinden filtre olur.
Türk kahvesinin yanında bir bardak serince su bulunmalıdır. Tercihe göre bu su kahveden önce yada sonra içilebilse de, ağzı temizlemek ve kahvenin yoğun aromasını tam olarak alabilmek için önceden içilmesi daha mantıklıdır. Arzuya göre bir parça lokum veya bitter çikolata da Türk kahvesine oldukça iyi eşlik edebilir.Kahvenin telvesi içilmemekle beraber, hayretlere vesile olan kahve falı için kullanılır!
Özenerek hazırlanması gereken Türk Kahvesi kültürümüzde önemli bir yere sahiptir. Geçmişten günümüze, bir kişiye kahve ikram edilmesi o kişiye duyulan sevgi, saygı ve önemi ifade eder. Hatta evlenecek bayanların, kız isteme merasiminde misafirlerine güzel bir kahve yapabilmesi için uzun yıllar ailesi tarafından antrenmana alındığı da bir gerçektir.